KASABAYA BİR ÇİFT SÖZ : 8 KASIM STADI BİZİMDİR; KALE DİREKLERİ SİZİNDİR.

Pazartesi, Şubat 14

Alt Yapı

Takımların gelişmesi. Alt yapıdan oyuncu çıkartabilmek..
Bir Real Madrid'li olarak Barcelona'yı övebilmek.


Geçtiğimiz günlerde Barış Gerçeker blogunda Xavi'nin röportajına rastladım. Okuması gerçekten çok keyifliydi. Bu röportajı okurken bir hafta öncesinde Düvenciler Lisesispor maçı için gittiğim, gördüğüm, hayran kaldığım Bucaspor tesislerini düşündüm. Tabi ki Barcelona düzeyinde değildir Buca genç akademisi ama yine de çok beğenmiştim.


Röportajın bazı kısımları beni yıllar öncesine götürdü. Sanıyorum bu konuyu ele almıştım daha önce. Özetle futbolcuların mental olarak gelişebilmesi/geliştirilebilmesini konu edinen bir yazıydı.


Hocam Müjdat Eraslan'ın bizlere öğretmeye çalıştığı şeylerden fazlaca bahsetmişti Xavi. Zaten saygı ve sevgimin sonsuz olduğu hocama saygım ve sevgim katlandı bu röportajla birlikte.


Bakınız Xavi ne diyor..
Top sana geliyor. Düşün.. Topu kontrol et. Düşün.. Yarım dokunuş.. Başını kaldır, pas atacağın yere karar ver. En uygun yeri seç ve pasını at.. Ardından nerede olman gerektiğini düşün, pozisyonun içinde kal..


Yani; daha top ayağına gelirken pası atacağın yeri aramaya başla. Aklını kullan ve topa hükmet.


Yıllar önce ilk antremanıma gittiğimde futbol nedir adlı bir kompozisyon ödevi almıştım. Zaman içerisinde taktik antremanından daha çok mental olarak hazırlamaya çalıştı hocam. Bir birey olarak futbolun inceliklerini kazandırmayı amaç edindi kendisine. Yıllar geçtikçe Xavi gibi bir futbolcudan, bize öğretilenlerin tasdik edilmesi gurur verici.


Şimdi gelelim Lüleburgazspor'a..
Biz genç takımlarda oynarken seçilmiş Lüleburgazspor alt yapısına karşı galibiyetler alıyorduk. Minikler derecesinde katıldığımız üç turnuvadan da derece almayı başarmıştık. Fakat takımımızın alt yapı oluşturacak gücü yoktu. Haliyle bir zaman sonra dağıldık. Bazılarımı Lüleburgazspor alt yapısından devam etti, bazılarımız okul hayatına öncelik vererek futbol hayatını noktalandırdı. Ben noktalandıranlar arasında oldum. İlerleyen zamanlar ise Lüleburgazspor alt yapısının içler acısı halini ortaya koydu. Giden arkadaşlar önce amatör takımlara kaydı. Sonra da futbol hayatlarını noktalandırmak zorunda kaldılar. Harcanan bir çok yetenek oldu.


Harcanan yeteneklerin sorumlusu Lüleburgazspor yöneticileri ve alt yapı hocalarıdır nazarımda. Çünkü amaç günlük başarılar oldu. Alt yapı derecelerinde bile eğitmekten daha önemliydi kazanmak Lüleburgazspor için. Aradan geçen yılların sonunda ortaya çıkan gerçek içler acısı. Lüleburgazsporun antreman sahası yok, genç takımlarından oyuncu gelmiyor.


Futbol en nihayetinde bir oyundur. 4-4-2, 4-5-1, 3-5-2, 4-3-3 bu oyunun en kolay öğrenilecek kurallarıdır. Bunları öğrenmek en kolay iştir. Taktik diziliş ne olursa olsun sahada durman gereken yeri sen belirlersin. Topu oyuna taktik dizilişe göre değil yakaladığın boşluklara göre sokarsın. Yani öğretilebilecek en kolay iş 4-3-3 ya da herhangi bir taktiği nasıl sahaya yayacağındır. Bu yüzden bir genç akademisi ve nitelikli eğitim şart.


Bu oluşumu sağlamak için geç mi ?
Değil..
Hiç bir zaman geç değildir. Sadece bir zaman dilimini çöpe atmak zorundasın.
Bir sene transfer yapma. Bina yap..
Alt yapıya dışarıdan oyuncu getireceksen konaklamalarını sağlamak zorundasın.
Burada çöpe atacağın zaman dilimi 10 yıl olur, 15 yıl olur. Fakat sen nitelikli sporcu çıkarmaya başladığında yükselişe geçersin. Bakınız bir zamanların Çanakkale Dardanel'ine, Bucaspor'a. Trabzon'un süper ligde başarılı olmasının tek sebebi büyük bir futbol şehri olması değil. Keza Bursaspor'un da,  Antalyaspor'un da..
Hiç değilse Barcelona gibi bir rol model var önünüzde. Şuan dünyanın en başarılı kulübü.. Hiç olmazsa onlardan feyz alın ve alt yapıya önem verin. Bundan 10 sene sonra herkes dua etsin sizlere..


Benim oynarken antremanlarda en çok zevk aldığım çalışma 5'e 2'lerdi. Bu bağlamda Xavi'nin bunla ilgili söyledikleri ile tamamlayayım yazımı.. 


"Bazı gençlik akademileri kazanmayı umursar, biz eğitimi umursarız. Kafasını kaldırıp pası ilk seferinde gönderen bir çocuk görürsün, bom, ve düşünürsün 'Evet, bu çocuk olur." Onu getir, eğitelim. Bizim modelimiz [Johan] Cruyff tarafından yerleştirildi, bu bir Ajax modelidir. Bu hep rondolarla [5'e 2, ortada sıçan] alakalıdır. Rondo, rondo, rondo. Her-bir-gün. Olup olabilecek en iyi idmandır. Sorumluluğu öğrenirsin ve topu kaybetmemeyi. Topu kaybedersen ortaya geçersin. Bom, bom, bom, bom, hep tek pas. Ortaya geçersen bu küçük düşürücüdür, diğerleri seni alkışlar ve sana gülerler."


* Xavi'den yapılan alıntılar Barış Gerçekler (http://cizgiden-cikaran.blogspot.com) 'den alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder