KASABAYA BİR ÇİFT SÖZ : 8 KASIM STADI BİZİMDİR; KALE DİREKLERİ SİZİNDİR.

Cuma, Şubat 11

Lüleburgazspor - Ünyespor Maçı Kırklareli'de !!



İğneyi başkasına çuvaldızı kendine batırmak atasözünden yola çıkarak başlamak istiyorum yazıma. Kuşkusuz Türkiye Futbol Federasyonun yaptığı yanlıştır. Ancak; 1967 senesinde kurulan bir kulübün de bir antreman tesisi edinememesi ayıptır.

Antreman zamanlarında mahvolan saha maçlarla birlikte iyice bataklık alanına dönüşmüş olup, ileri zamanlar için de umut vermemektedir. Burada futbol oynamak sporcu sağlığını tehtit etmektedir. Bu ayıp kulübümüzündür. Yıllarca boy gösterdiği profesyonel liglere rağmen, ülkemizin Avrupa'ya açılan kapısı konumunda olmamıza rağmen -D100 karayolu vasıtasıyla- ve ufak çaplı da olsa bir sanayi bölgesi olmamıza rağmen hala  bir antreman tesisine sahip değiliz. Burada ayıp kimindir, orası tartışılır. Yıllarca kulübün başında olup da günlük başarılarla yetinen yöneticilerin mi yoksa yerel yönetimlerin mi ?

Şuan bir çim sahamız var demek doğru değil nazarımda. Çünkü bir toprak sahaya sahibiz. Hatırlarsınız ki iki hafta önce zeminin futbol oynamaya müsait olmaması sebebiyle Lüleburgazspor - Hayatspor mücadelesi ertelenmişti. Geçen iki haftalık sürede saha futbol oynamaya müsait bir toprak saha halini aldı. Bu şartlar altında federasyonun maçı 8 Kasım Stadında oynatması doğru değildi. Bu konuda hepimiz hemfikiriz. Fakat; tribünlerinde 90 dakika küfür yediğimiz bir kulübün sahasına verilmesi de bir o kadar saçma oldu. Bu da iğne kısmı olsun.

Çuvaldızdan devam...
Şimdi efendim.. Yıllarca Trakya içinde takımlar birbirine köstek olmak için yarışmışlardır. Edirnespor süper ligin kapısından dönerken kıskanılmıştır, Lüleburgazspor Türkiye kupasında yükselirken kıskanılmıştır, Çorluspor kimse yokken profesyonel liglerde olduğu için kıskanılmıştır vs vs. Bu kıskançlıklar vesilesi ile takımlar birbirinin ardından kuyu kazmışlardır. Bu sadece kulüplerin çekişmesi değil taraftarların çekişmesi halini de almıştır. Bu çekişmeler kan dökmeye kadar ilerlemiştir. Lüleburgazspor ile Kırklarelispor arasında zamanında insanların yaralandığı maçlar oynanmıştır.

İğne...
Hadi bütün bunları bir kenara koyalım. Kırklarelispor kulüp başkanı sayın Volkan CAN ile yapılan bir röportajda başkan "Lüleburgazspor taraftarının amatör Kırklareli diye bağırması bize hırs yaptırmış ve profesyonel liglere çıkmamıza sebep olmuştur" açıklamasında bulunmuştur. Bu röportaj maçın Kırklareli Atatürk Stadına verilmesine engel teşkil etmiyor mu ? Eğer etmiyorsa ki etmediği maçın verilmesinden çok net görülüyor, yeni çıkacak sporda şiddet yasasına örnek olarak gösterilebilecek olaylar mı aranmaktadır ?

Futbolun ülkemizde edindiği misyonlardan bir tanesi de insanları sporun centilmenlik çatısı altında birleştirmek değil midir ? Eğer öyleyse bu maçı Kırklareli'de oynatmak hangi akla mantığa hizmet eder ?

İğne...
Son zamanlarda her yere stat sözleri verilmeye başlandı. Bursa'ya, Antalya'ya, Afyon'a, Trabzon'a, Manisa'ya, Kayseri'ye 2. stat vs vs.. Şimdiye kadar dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama medyada adı geçen şehirler arasında Trakya'dan bir şehir yok. Trakya takımlarının oynadığı sahalar çamur deryası iken, tribün kapasiteleri 1500-5300 arasında değişirken Trakya'dan bir şehir yok. Hadi bizim antreman tesisimiz yok, bu bizim ayıbımız. Peki ya statlar kimin ayıbı ?

Kıssadan hisse...
Bu da unutulmuş Trakya'dan bir sitem olsun. Yıllarca bizi unutanları biz de unuttuk. Bizim unuttuklarımızı Türkiye unuttu.
Şimdi gönül rahatlığı ile verin maçı Kırklareli Atatürk'e..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder